Son Dakika
Antalya, hem doğal güzellikleri hem de turistik cazibesiyle bilinirken, son zamanlarda artan iklim olayları ve afet riskleriyle de gündeme gelmektedir. Özellikle Antalya kent merkezi, bu riskler açısından dikkat çekmektedir.
Antalya, hem doğal güzellikleri hem de turistik cazibesiyle bilinirken, son zamanlarda artan iklim olayları ve afet riskleriyle de gündeme gelmektedir. Özellikle Antalya kent merkezi, bu riskler açısından dikkat çekmektedir.
AFAD’ın hazırladığı rapora göre, Boğaçayı’nın yüksek taşkın debisine ulaşması halinde Antalya Limanı, Hurma, Sarısu, Liman mahalleleri gibi 1620 hektarlık geniş bir alan su altında kalma riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Geçmişte yaşanan sağanak yağışlar ve fırtınalar, bu riskin ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Düden Çayı’nın taşması ve tarihi yat limanında yaşanan hasarlar, kentin aşırı iklim olaylarına karşı ne kadar savunmasız olduğunu ortaya koyuyor.
AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Risk Azaltım Planı (İRAP) raporunda, Antalya’nın taşkın, sel ve fırtına gibi afetler açısından en fazla risk altında olan bölgesinin kent merkezi olduğu belirlenmiştir. Raporda, 1974-2020 yılları arasında en fazla taşkın yaşanan bölgenin kent merkezi olduğu ve ölçülen en yüksek rüzgâr hızının saatte 155 km olduğu kaydedilmiştir. Boğaçayı’nda yaşanacak bir taşkının 1620 hektarlık alanda etkili olabileceği belirtilirken, bu risklere karşı yeterli önlemlerin alınmaması, kent merkezini ve çevre yerleşimleri daha kırılgan hale getirmektedir.
Bu rapor ve tespitler ışığında, Antalya kent merkezi ve çevresindeki bölgeler için afet risklerine karşı daha etkin önlemlerin alınması, afet yönetim planlarının güncellenmesi ve halkın bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Alınacak önlemler, hem can hem de mal güvenliği açısından kritik bir rol oynamaktadır.
Antalya, doğal güzellikleri ve turistik cazibesiyle ünlü olsa da, son dönemde artan taşkın riskleriyle dikkat çekiyor. DSİ verilerine dayanarak hazırlanan bir rapor, Boğaçayı ve Düden Çayı’nın taşkın senaryolarını ve bu taşkınların etkileyebileceği alanları detaylı bir şekilde ortaya koyuyor.
Boğaçayı’nın yüksek taşkın debisine ulaşması durumunda, Antalya Limanı ve çevresindeki Hurma, Sarısu, Liman mahalleleri ile Gürsu Mahallesi’nin batı kesimi ciddi taşkın riski altında. Bu 1620 hektarlık alan içinde stratejik önem taşıyan akaryakıt tesisleri de bulunuyor. Ayrıca, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçayı Projesi’nin uygulanmak istendiği alan da bu taşkın riski altındaki bölgeleri kapsıyor.
Düden Çayı’nda meydana gelebilecek yüksek debili bir taşkın durumunda, Muratpaşa ilçesinin büyük bir bölümü ve Havaalanı yolu risk altında olacak. DSİ verilerine göre, bu taşkın senaryosunda 869 hektarlık alan Q100 değeri, 2592 hektarlık alan ise Q500 değeri altında risk taşıyor.
Antalya merkezde ölçülen 24 saatlik en yüksek yağış miktarı 330 mm olarak kaydedilmiş ve bu değer, İç Anadolu Bölgesi’nin yıllık yağış toplamına eşit. Ayrıca, incelenen 45 yıllık dönemde yaşanan sel afetlerinin %55’i son 10 yılda, %75’i ise son 20 yılda gerçekleşmiş. Bu durum, iklim değişikliğine bağlı olarak yağış rejimindeki değişikliklerin ciddi bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Bu raporlar ışığında, Antalya’nın özellikle kış aylarında yüksek derecede sel oluşturma potansiyeline sahip olduğu ve bu nedenle ilgili bölgelerde gerekli önlemlerin alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Sel ve taşkın afetlerine karşı alınacak önlemler, hem can hem de mal güvenliği için büyük önem taşımaktadır.
Antalya, doğal güzellikleri ve turistik cazibesiyle tanınan bir şehir olmasına rağmen, son zamanlarda artan sel ve fırtına riskleriyle gündeme geliyor. Bu doğal afetler, şehrin altyapısını ve günlük yaşamını olumsuz etkileyebiliyor.
Antalya il merkezinde bir günde 330 mm yağış düşmesi, bu bölgenin sel oluşumuna ne kadar meyilli olduğunu gösteriyor. Bu miktar, İç Anadolu Bölgesi’nin yıllık yağış toplamına eşit. Özellikle Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında yağışların %80’i gerçekleşiyor ve bu durum, sel riskini artırıyor. 1975-2020 yılları arasında yapılan incelemelerde, Antalya ve ilçelerinde yoğun olarak sel afetleri yaşandığı tespit edilmiştir.
Geçtiğimiz hafta sonu Antalya’da etkili olan fırtına, Yat Limanı’nda ciddi hasarlara yol açtı. Antalya Merkez’de ölçülen en yüksek rüzgâr hızı 155 km/saat olarak kayıtlara geçmiş ve fırtına afetleri, özellikle Akdeniz kıyılarında yoğunluklu olarak görülmüştür. Alanya, Antalya kent merkezi, Manavgat ve Kaş gibi ilçelerde yaşanan fırtına afetleri, şehrin bu doğal olaylara karşı savunmasız olduğunu gösteriyor.
Antalya-Kumluca yolunun Yazır Mahallesi kesiminde yaşanan heyelan, AFAD raporunda dikkat çekilen bir başka önemli konu. Bu heyelan, yolun aylarca trafiğe kapalı kalmasına neden olmuş ve bölgenin heyelan riskine dikkat çekilmiştir.
Antalya’nın sel ve fırtına riskleri, önlemlerin alınması gereken ciddi konular olarak karşımıza çıkıyor. Bu doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti, iklim değişikliğinin etkilerini de gözler önüne seriyor. Alınacak önlemler, hem şehrin altyapısının güçlendirilmesi hem de halkın bu konuda bilinçlendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
gündem
BENZER HABERLER