Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa Cami ibadete açıldı

Kepez Belediyesi’nin, Balık Pazarı’na kazandırdığı Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa Cami-i Şerifi, depremde vefat eden vatandaşlar için Kur’an Tilaveti ve Mevlid-i Şerif Kıraatı okunarak açıldı.

Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa Cami-i ibadete açıldı. Camide cuma namazı öncesi depremde vefat eden vatandaşlar için Kur’an Tilaveti ve Mevlid-i Şerif Kıraatı okundu. Kepez Belediyesi’nin balıksırtı mimarisindeki Kepez Balık Pazarı’nın yanı başına inşa edilen caminin açılışına, Kepez Kaymakamı Nusret Şahin, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, AK Parti Kepez İlçe Başkanı Bahattin Bayraktar, AK Parti Konyaaltı İlçe Başkanı Tayfun Bayar ve Kepez MHP İlçe Başkanı Servet Ersoy katıldı. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa Cami‘nin açılışında konuşan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Antalya tam 400 yıl Akdeniz’e bakmış. 400 yıl sonunda Akdeniz, bütünüyle Türk gölü haline gelmiş. O ideali gerçekleştiren kumandan  Kanuni Süleyman Han’dır ve onun kaptan-ı deryası da Barbaros Hayrettin Paşadır. Namı değer Hızır Çelebi’dir…” dedi.

BARBAROS HAYRETTİN PAŞA’NIN AYAK İZLERİ VAR

Antalya’nın geçmişte bir donanma merkezi olduğunu hatırlatan Başkan Tütüncü, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti donanmasının merkezi Gölcük ise, Marmara denizi ise… Eğer bir devlet Akdeniz’i Türk gölü haline getirme ülküsünü idealini kendine rehber edinmişse, onu takip ediyorsa, o zaman donanmanın merkezide Antalya’dır, Alanya Tersanesidir.” diye konuştu. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’nın halan şehirde ayak izlerinin taze olduğunu belirten Başkan Tütüncü, bu camide bu tarihi hakikati yaşatmak istediklerini söyledi.

16. YÜZYIL OSMANLI DESENLERİ

Cami mirasının tamamen beyaz olduğunu ve hakim renklerin üzerine de mavi ve lacivert renkler düşürüldüğünü vurgulayan Başkan Tütüncü, “Lacivert denizciliğin rengidir, mavi de Akdeniz’in mavisidir. Kalem işçiliğinde de geleneksel 16. Yüzyıl Osmanlı desenleri yer almaktadır. Biz şunu düşündük; Tunus’un, Libya’nın, Akdeniz memleketlerinin fatihi adına bir cami açıyorsak. O zaman o camiyi o coğrafyalarda yapılmış bir cami gibi hayal edelim. Ve o coğrafyanın mimarisiyle kendi döneminin mimarisini feyzederek,  bir resim, bir şekil ortaya koyalım istedik. Bu cami küçük olabilir. Ama küçük olan eserlerin içerisinde de büyük hakikatler gizlidir. “dedi.